14 Eylül 2017 Perşembe

Esad Coşan: ''Erbakan cahil, kültürsüz, itaatsiz... Hiçbir şeyden haberi yok. Bu adamlar sapıtmış kardeşlerim.'' | Akademi Dergisi

akademi dergisi, esad coşan, gerçek yüzü, humeyni, iskenderpaşa, islamcılar, mehmet zahid kotku, milli görüş, necmettin erbakan, nifak, süleymancı mı, şia,



➥ 'Erbakan cahil, kültürsüz, itaatsiz... Hiçbir şeyden haberi yok.'

➥ 'Bu adamlar sapıtmış kardeşlerim, Kur'an-ı Kerim'in gerçekleri ile alay edilmez.'

➥ 'Erbakan 'Bana biat etmeyen kendine din arasın' diyor, sen kimsin ki ben sana biat etmeyince dinden çıkacağım?'

➥ 'Erbakan 'Hocalar ile şura yapayım da, hocaları başıma bela mı alayım?' diyor. Öyle şey mi olur? Adam ayetle sabit şurayı kabul etmiyor ki ...'' (Şura suresi, ayet: 38'e atıf yapıyor. Ayrıca bkz: Al-i İmran 159)

➥ 'Mercedes'lere kurulup saltanat sürüyorsun. Sadece nutuk attın. Hani nerede cihad?'

3 Temmuz 2017 Pazartesi

Sapık itikatlı İslamcı Necmettin Erbakan'ın yere göğe sığdıramadığı İran'da, itikadi ve cinsi sapıklıklar diz boyu | Akademi Dergisi

necmettin erbakan, islamcılık, şia, islami parti, iran, ayetullah humeyni, ibnelik, fuhuş, CIA, siyonizm, muta nikahı, akademi dergisi, IHH, gerçek yüzü, gizlenen gerçekler,

İran’da fuhuş ve gayr-i meşru ilişkiler konusunda çarpıcı detaylar!

➥ İran Meclisi: Liselerde saatlik evlilik (Muta nikahı) yaygınlaşsın!

➥ İran Meclisi: Her 6 liseli erkek öğrenciden biri eşcinsel ilişki yaşıyor.

➥ Aşura günü dünyada en çok porno içerikli video arayanlar İranlılar

➥ Liseli İranlı öğrencilerinin %74.3’ü karşı cinsle ilişki yaşıyor!

İran Meclisi’nin Araştırma Merkezi liselerde muta nikâhını yaygınlaştırmak için 'Geçici Evliliğin toplumdaki gayr-i meşru ilişkiyi (zinayı) dengelemesindeki rolü" adlı 82 sayfalık bir araştırma yaptı.

10 sene önce yapılan bu araştırma 1-2 yıldan beri hala gündemde tutuluyor. 105 bin 46 öğrenciyle görüşülerek yapılan bu araştırmaya göre İranlı öğrencilerin %74.3’ü karşı cinsle ilişki yaşıyor. İranlı lise öğrencilerinin 17.5’u eşcinsel ilişki içerisinde olduğunu kabul etmiş.

Bu araştırmaya göre fuhuş yaşı İran’da ortalama 15 yaşa kadar inmiş. Tahran’da yaşayan fahişe kadınların %11’i kocalarının bilgisi dahilinde fuhuş yaptığını söylüyor. Araştırmanın bir çarpıcı detayı da, onlarca senedir yapılan bütün ikazlara rağmen İran'ı İslam devleti ilan etmeye devam eden ve milletimize model ülke gösteren, CIA casusu Humeyni üzerinden Siyonizmin yaptığı İran devrimini sözde İslami devrim olarak tanımlayan İslamcı samimiyetsizlerin yere göğe sığdıramadığı İran'da, liseli kız öğrencilerinin %80’inin erkeklerle ilişki yaşaması...

Lise öğrencilerinin %40’ı karşı cinsle ilişkiyi 14 yaşında başlıyor. Üniversitelerde erkek- kadın ilişkisi 30 sene önceye göre %300 artmış durumda ve cinsel ilişki yaşı da ortaokula kadar inmiş. İran Meclisi Araştırma Merkezi fuhuş ve cinsel sapkınlıkların önlenmesi için liselerde muta nikâhı denilen (ve haram olup, helal bilenin dinden çıktığı) saatlik ve günlük ilişkilerin  yaygınlaştırılmasını öneriyor. İran’ın resmi mezhebi olan Şia fıkhında Muta Nikahı, Geçici nikah ve Sige adı verilen bu tür birliktelikler için çeşitli sevaplar yazıldığı öne sürülüyor.

İran Meclisi Araştırma Merkezi ''Muta Nikahının” yaygınlaşmasıyla boşanmalardaki artışın önleneceği, gayr-i meşru ilişkilerin azalacağını belirtiyor fakat bekar gençlerin %82’sinin Muta Nikaha karşı olduğuna dikkat çekiyor. Oysa bir kimse zinanın haram ve büyük günah olduğunu bilip zina ettiğinde günahkar olsa da dinden çıkmıyor. Mut'a nikahının caiz ya da sevap olduğuna inandığı anda, bu nikahı yapmasa bile dinden çıkıyor. Çünkü Mut'a nikahının haram olduğuna bu ümmetin bütün müctehid alimleri icma/ittifak etmiş durumda. Hadis-i şerifte ise "Ümmetim(in müctehid alimleri) dalalet üzerine icma etmez''

Geçen günlerde yayınlanan ABD Dışişleri Bakanlığının 2017 İnsan Ticareti raporuna göre İranlı kadınlar bölgenin fuhuş sektörünü döndüren en önemli faktörlerden biri. Sözde İslam devleti olan ve ''İran İslam Cumhuriyeti’' olarak anılan sistem,  fuhuş sektörünü bitirmek için yeterli adımlar atmyor. Dubai, Erbil, Avrupa ülkeleri ve birçok bölge ülkelerinde İranlı genç kadınların fuhuş yaptığı öne sürülüyor.

İnsanların dünya ve ahiretini garanti etmek için, yüce değerleri yükseltmek için rejim kurduklarını belirten İranlı Şii sapık din adamlarının aksine İranlıların çoğu sözde “İslam Cumhuriyeti Rejimi’nin” kurulduğu yıldan beri ahlak ve imanın bu ülkede yok edildiğini düşünüyor. Oysa İslam dini cumhuriyet sistemlerine de müsaade etmiyor ve İran'da günümüze bile orta okullarda, evrim teorisi denilen, kanıtlanamamış olan ve dinden eden teori resmi ders kitapları üzerinden okutuluyor. 

Kaynaklar:

https://www.pyknet.net/1396/09tir/11/page/rabeteh.php

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Dikkat!
 Gerçek sahibinin CIA olduğu ispat edilmiş olan Facebook ve benzeri Amerikan menşeli sosyal ağlar bizi uzun yıllardır sansürlüyor. Bu yayını paylaşıp, söz konusu sosyal ağlar üzerinde yaymayı, duyurmayı başaramayacaksınız. Ayrıca bu sosyal ağlardaki sayfalarımıza takipçi olduğunuzda, paylaştıklarımızın çoğunu göremeyeceksiniz. Bu, son sekiz senedir bu şekilde. Bu nedenle bizi, Akademi Dergisi'ni ve Mehmet Fahri Sertkaya'yı, farklı konudaki yüzlerce sitelerimizin bütün yayınlarını Telegram kanalımızdan takip etmenizi tavsiye ederiz: www.t.me/AkademiDergisi

(Takipçiler birbirinin isim ve telefon numaralarını bile göremez. Çok güvenli ve huzurlu bir ortamdır.)

21 Haziran 2017 Çarşamba

Yusuf Karadavi, Siyonizmin hizmetinde bir İslamcıdır. Müslümanların muteber gördüğü biri değildir. İslamcılık akımı Siyonist tuzağıdır. | Mehmet Fahri Sertkaya

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, necmettin erbakan, recep tayyip erdoğan, yusuf el-karadavi, cia, MI6, islamcılık, islamcılar, gerçek yüzü, siyonistler, gizlenen gerçekler,



Sene, 1994...
CIA ve MI6 casusu Yusuf El Karadavi, İslamcı şovmen Necmettin Erbakan, CIA güdümlü Recep Tayyip Erdoğan...


İslamcılığı Siyonistler kurdu. İhvan-ı Müslimin de CIA'nın piyonu (1/2) Kadir Mısıroğlu'nun Seyyid Kutup samimiyetsizliği




İslamcılığı Siyonistler kurdu. İhvan-ı Müslimin de CIA'nın piyonu (2/2) Kadir Mısıroğlu'nun Seyyid Kutup samimiyetsizliği


Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi


 Dikkat!  Gerçek sahibinin CIA olduğu ispat edilmiş olan Facebook ve benzeri Amerikan menşeli sosyal ağlar bizi uzun yıllardır sansürlüyor. Bu yayını paylaşıp, söz konusu sosyal ağlar üzerinde yaymayı, duyurmayı başaramayacaksınız. Ayrıca bu sosyal ağlardaki sayfalarımıza takipçi olduğunuzda, paylaştıklarımızın çoğunu göremeyeceksiniz. Bu, son sekiz senedir bu şekilde. Bu nedenle bizi, Akademi Dergisi'ni ve Mehmet Fahri Sertkaya'yı, farklı konudaki yüzlerce sitelerimizin bütün yayınlarını Telegram kanalımızdan takip etmenizi tavsiye ederiz: www.t.me/AkademiDergisi 

(Takipçiler birbirinin isim ve telefon numaralarını bile göremez. Çok güvenli ve huzurlu bir ortamdır.)

Davulla, zurna ile ava giden avcı. Samimiyetsiz tipik bir İslamcı: Necmettin Erbakan... | Mehmet Fahri Sertkaya

adnan oktar, akademi dergisi, bülent yıldırım, fatih erbakan, humeyni, islamcılık, kemal kacar, Mehmet Fahri Sertkaya, necmettin erbakan, selefilik, siyonizm, süleymancilar, vehhabilik,

"Davulla, zurna ile ava giden avcı"


Ha IHH, ha AKPKK... Bütün yollar CIA'ya bağlanıyor. 



➥ CIA bağlantılı olduğu ve CIA+MOSSAD+AKPKK ortak üretimi olan sözde İslami terör örgütü IŞİD'e yardım ve yataklık ettiği, somut deliller ile ispat edilebilen İHH'nin, şu anda görünürdeki başkanı olan Vehhabi/Selefi zihniyetli Bülent Yıldırım'ın, Milli Gençlik Vakfı (MGV) bağlantılı olduğunu, onun benzeri çok sayıda kişinin bu teşkilatlarda sivrildiğini ama ehl-i sünnet Müslümanların çoğunlukla ezildiğini, yükseltilmediğini,



➥ Erbakan'ın teşkilatlarının ehl-i sünnet harici ne kadar sapmış yol varsa hepsinin buluşma noktası olduğunu, milyonlarca gencin itikadi tuzaklara düşmesinden yana Erbakan'ın hiç vicdani sıkıntı bile duymadığını, 

➥ Erbakan'ın, CIA casusu olan ve ashaba küfürler eden, hz. Peygamberin (s.a.v.) namusuna bile söven Humeyni'ye, ahir ömründe bile rahmet okuyup bu milletin evladına muteber bir alim ve dava adamı gibi gösterdiğini,

➥ Erbakan'ın, vefat ettiği sene bile, Yahudi ve Mason Adnan Oktar'ın, Amerika'daki Evanjelik tarikatlardan araklamalı, modifiye tercümeli bozuk kitaplarını canlı yayınlarda elinden düşürmediğini ve muteber gösterdiğini, oğlu Fatih Erbakan'ın bile Adnan Oktar müridi olup çıktığını,

➥ Erbakan'ın aslında hayatı boyunca feza/uzay kadar büyük egosuna oyuncak olduğunu ve bu nedenle de, ister istemez Siyonistlere oyuncak olduğunu ama aksine bir ruh halini yaşadığını, aksine bir görüntü verme çabasında olduğunu,

➥ Onun hakkında Süleymanlılar cemaatinin merhum idarecesi Kemal Kacar'ın "Davulla, zurna ile ava giden avcı" dediğini, ona hiç kıymet vermediğini, onu kale almadığını, samimi bulmadığını,

➥ Ehl-i sünnet cemaatlerin/tarikatların/müslümanların, kalb-i selim, akl-ı selim müslümanların hiçbir zaman Erbakan'a kıymet vermediğini ve onların Erbakan hakkındaki bu tavırları/kararları için hiç abartısız yüzlerce ciddi ve geçerli gerekçeleri olduğunu, Erbakan'ın neresinden tutsan elinde kalan bir kişi olduğunu,

➥ Erbakan'ın ve partilerinin ve teşkilatlarının hiç de size anlatıldığı gibi olmadığını,

➥ Kıbrıs Harekatı'nda kale alınacak, öyle abartılacak bir başarı bulunmadığını, Yunanistan'daki askerlerin darbe yapması sonucu, Yunanistan'ın Siyonist nüfuzundan çıkmak üzere oluşuna, Sovyetler'e yanaşmasına mani olmak maksadı ile bu harekatın Siyonistlerce planlandığını, uluslar arası gizli Siyonist suç, terör ve ihanet örgütlerinin ortak kararı ile, bu Siyonist güç odaklarının, içlerine sızarak yönettiği Amerika ve AB ülkeleri de "ayara" sokularak, taktik manevralar ile, Kıbrıs üzerinden Yunanlılara ders verildiğini ve Yunanistan'daki cuntacıların çok ama çok zor duruma düşürüldüğünü, Sovyetler'e karşı bu Siyonist karşı atağının isabetli ve başarılı olduğunu, Kıbrıs'a müdahalenin bu nedenle yapıldığını ve bunun için de operasyonun ileri safhalarına izin verilmediğini, bir gizli Yahudi olan, karısının gerçek adı Raşel olan Bülent Ecevit'in aynı planlar gereği ABD'ye gittiğini, bu askeri müdahalenin ne Ecevit'in ne Erbakan'ın işi olmadığını, 

➥ Bu operasyon yapılırken devletimizin ve ordumuzun en üst kademelerinde abartısız yüzlerce Mason ve gizli Yahudi hain bulunduğunu ama Erbakan'a direnmek şöyle dursun, Siyonist yönetim kademesinden gelen emir gereği zevkle itaat ettiklerini, Erbakan'ın pek çok defa olduğu gibi bu gelişmeler sırasında da egosundan, heyecanlı yapısından, neler döndüğünü bilmez halinden dolayı kullanıldığını, 

➥ Mevcut durumda Erbakan'ın ya da bir başkasının, batıya rağmen, Siyonizme rağmen, Haçlı güruhuna rağmen, rest çeker bir eda ile Kıbrıs'a bir askeri müdahale gerçekleştirmediğini, onlarca yıldır masal anlatıldığını,

➥ Kıbrıs'a askeri müdahalenin kalan aşamalarına devam edilememesinin, anlatıldığı gibi yedek parça eksiği v.b. olmadığını, uluslar arası Siyonist çeteden operasyonun bitirilmesine dair ikinci bir emir çıktığını, 

➥ Erbakan'ın, 1974'leri geçtik, 90'larda ortak koalisyon yaptığı Tansu Çiller'in Sabetaycı ve CIA bağlantılı olduğunu bile bilmediğini, Türkiye'nin şartlarını, Türkiye'nin hadiselerini, Türkiye'de mevcut aktörleri, güç odaklarını, hiçbir zaman doğru okuyamadığını, kale alınır siyasi başarıları olmadığını, hep şovmence ve gerçekleşmesi o an itibari ile asla mümkün olmayan ve alt yapısı hazır olmayan ama milletimize nutuk atmaya yarayan projelere giriştiğini,

➥ Erbakan'ın teknik/bilimsel yönünün de aşırı derecede abartıldığını, tanklar için geliştirdiği bir parçanın bile sanki tek başına bir milleti uzaya çıkaracak, bir anda asırlarca bilim/teknoloji açığını/farkını kapatıp milleti/devleti şaha kaldıracak sanki bir mucizevi atılım imiş gibi abartıldığını, 

➥ 'Erbakan yazdı' denilen çok sayıda kitabın Erbakan ile alakası olmadığını, 'Erbakan çektirdi' denilen çok sayıda dizinin ve sinemanın Erbakan ile hiç alakası olmadığını, 

➥ Erbakan'ın Siyonizme ve Masonlara dair anlattıklarının, zaten dünyanın dört bir yanında çoktan anlatılmış, yazılmış ve yazılmakta olan şeyler olduğunu, 

➥ Erbakan'ın baş parmağını öne çıkartarak ve yumruğunu sıkarak yaptığı el işaretinin bile şimdilerde gizli Yahudi olduğu ispat edilen Komünist Lenin'in el işareti, propaganda sembolü olduğunu,

➥ Erbakan'ın İslami ilimler cihetinden bakılınca da bir hiç olduğunu, bundan da mühimi, İslam dini ile sanki hayatı boyunca dalgasını geçmiş ve kendine, çıkarlarına, siyasi çıkarlarına malzeme etmiş gibi bir manzaranın gözler önünde olduğunu,

➥ İnsanlar görsün diye öğle namazını farklı farklı çok sayıda camide, üç beş kere kıldığını, cami etrafında bulunan cemaate samimiyetsizce "Namaz kılan siyasetçi' görüntüsü verdiğini, bu gibi davranışları sergilerken cemaati etkileyip siyasi teşkilatını genişletmek maksadında olduğunu, her zaman ve her hadisede olduğu gibi bu hususta da dinimizi samimiyetsizce siyasi çıkarlarına alet ettiğini, aynı günlerin gecesinde etrafında pek kimse yok diye, üzerine farz olan yatsı namazlarını bile kılmadığını, bütün bunları ona yıllarca şoförlük yapmış bir şahsın, uzun yıllardır anlattığını, 

➥ Milletimizin art niyetli, samimiyetsiz propagandalar ile, 'particilik' belası ile onlarca yıl aldatıldığını, İslam davasına gönül vermiş gençlerin, bu partilerin peşinde koşan, destekleyen yığınların, emeğinin, vaktinin, parasının, mücadelesinin, çıkmaz yollara kasten ya da aldanarak kanalize edildiğini, 

➥ İslam'da partili sisteme, cahillerin seçip seçilmesine, kadınların seçip seçilmesine izin olmadığını, 

➥ İslam hukuku cihetinden bakılınca Erbakan'ın bile seçme ve seçilme yeterliliğine sahip olmadığını,

biliyor muydunuz?

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi
***

Bülent Ecevit: ''Bunlar ciddiye alınacak şeyler değil. Kıbrıs harekatı emrini ne ben verdim, ne Erbakan verdi.''


Dikkat! Gerçek sahibinin CIA olduğu ispat edilmiş olan Facebook ve benzeri Amerikan menşeli sosyal ağlar bizi uzun yıllardır sansürlüyor. Bu yayını paylaşıp, söz konusu sosyal ağlar üzerinde yaymayı, duyurmayı başaramayacaksınız. Ayrıca bu sosyal ağlardaki sayfalarımıza takipçi olduğunuzda, paylaştıklarımızın çoğunu göremeyeceksiniz. Bu, son sekiz senedir bu şekilde. Bu nedenle bizi, Akademi Dergisi'ni ve Mehmet Fahri Sertkaya'yı, farklı konudaki yüzlerce sitelerimizin bütün yayınlarını Telegram kanalımızdan takip etmenizi tavsiye ederiz: www.t.me/AkademiDergisi

(Takipçiler birbirinin isim ve telefon numaralarını bile göremez. Çok güvenli ve huzurlu bir ortamdır.)

20 Haziran 2017 Salı

İslamcıların onlarca senedir bitmek bilmeyen Filistin samimiyetsizliği | Türkiye kurtuldu mu ki önceliğimiz Filistin oldu | Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

akademi dergisi, Mehmet Fahri Sertkaya, necmettin erbakan, islamcılık, islamcılar, filistin, darul harp fıkhı, süleymancılar, oy, islam hukuku, zina

Ya İstanbul? 


Filistin, Filistin, Filistin...

Onlarca yıldır, sabah akşam Filistin...

Ya İstanbul? 
Kurtardın mı İstanbul'u? Kurtardın mı Anadoluyu? Kurtardın mı kendi milletini, kurtardın mı kendini?

İstanbul da dahil, memleketin dört bir yanında, hem de Ramazan ayında, ibneler nümayiş yapıyor be sahtekar! Bre samiyetsiz İslamcı...

Sonra, bu dibe vurmuş bozuk düzeni en kısa zamanda değiştirmek, ümmet-i Muhammed'in evladının dünya ve ahiret saadetini tesis etmek gayesine ömrünü adamış olup gece gündüz bu uğurda çırpınan ilim ehli kişiler "Türkiye dar'ül harptir. En kısa sürede dar'ül İslama dönüştürülmelidir" deyince, 'Olur mu öyle, Türkiye İslam devletidir. Sapıtmış bunlar. Ne diyor bunlar' diye en seviyesiz ve samimiyetsiz şekilde sen bağırıyorsun. 

Senin ülkende umumhaneler bile resmen açık. Oralardaki resmi vesikalı fahişelerden bile vergi alınıyor ve o para ile Diyanet personelinin hatta Diyanet reisinin, hatta din yerine koyduğun partinin, tapındığın genel başkanının maaşı ödeniyor.

Zina edeni recm ediyor musun? 
Hayır, evlilerin zinası bile serbest

Hırsızlık edenin elini kesiyor musun?
Hayır, CMUK hırsızları korumak için yazılmış

Kısasa kısas yapabiliyor musun? 
Hayır, insanlıktan çıkmış adi teröristleri bile asamıyor, milletin vergisi ile yedirip besliyorsun. 

İftira atana, içki içene sopa cezası veriyor musun?
Had ve ta'zir cezalarını bir bütün olarak tatbik ediyor musun? 
Bunların ne olduğunu bile bilmiyorsun...

Nikah, boşanma, miras, nafaka, İslami esaslara göre mi? 
Ticaret hukuku, harp hukuku, uluslar arası hukuk, vergilendirme, eğitim-öğretim sistemi İslam'a göre mi?

Irkı ne olursa olsun bütün Müslümanlar vatandaş, ırkı ne olursa olsun bütün gayr-i müslimler zımmi mi? 

Sahi zımminin, cizyenin ne olduğunu biliyor musun?

Ordun, devletin, bir İslam ülkesinde olması gerektiği gibi, sadece müslümanlardan mı oluşuyor?

Sözde bunca yıldır İslami faaliyet veriyorsun, partinin teşkilatındasın, bilmem hangi vakfın, derneğin içinde faalsin, geçtik sokaktaki başı boşları, sen bile, daha bu en temel meseleleri anlayıp değerlendirebilecek durumda değilsin. Senin üstad bildiklerin bile kadınların seçmesini, seçilmesini, demokratik seçim sistemini, cumhuriyetçiliği meşru görür olmuşlar ki bu hal bile küfür. 

Hatta en büyük hoca bildiğin şahısların çoğuna gidip sorsan, o anda fark edeceksin ki, onlar bile şu kadarcık şuurdan, şu temel meselelerde nerede durulduğundan bihaberler. Lakin sen yine de "Olur mu öyle şey, Türkiye İslam ülkesidir" diyeceksin. Bir an önce, hz. Allah'ın ve hz. Peygamberin çizdiği sınırlar dahilinde harp edip, hile yapıp, küffarın karşısında güçlenmeye çabalayan müslümanların yolunu keseceksin. Sonra utanmadan namaza izin vermeyen patron, kredi kartı, banka, kredi, fon, gecikme faizi, sakal, cübbe, ana okulunda dini eğitim ve sair dertlerinden yakınacaksın. Hemen hepsine bulaşmış ya da takılmış olduğun meydana çıkacak ama sen yine "Olur mu öyle şey" diyeceksin. Niye? Çünkü sen içi başka, dışı başka münafık birisin. Bu kadar izahtan sonra mü'min kalp titrer, kendine gelir. Delil sorar, kaynak sorar, araştırır ya çürütür ya da kabul eder hemen kendine çeki düzen verir. Ama senin için mühim değildir. Hesaba inandığını söylerken bile yalan söyleyen birisin. 

Senin ülkenin dört bir yanı NATO ve Amerikan üsleri ile kuşatılmış. Senin ülkende artık ensest sapıklık bile her gün haberlerde duyulan bir şey olmuş. Tedbir alan da yok. Şu televizyon programlarının, dizilerin, filmlerin haline bak! Şu Ramazan ayında şu iftar programlarının, şu sahur programlarının haline bir bak. 

Şu memlekette intiharlar, cinayetler, hırsızlıklar, zulümler, işkenceler, aldatmalar, büyüler, haksızlıklar, fiziki ve ruhi hastalıklar, bunalımlar, yeşil reçete ilaçlar, kavgalar, gürültüler, tacizler, tecavüzler, cahillik, rezillik, çıplaklık, iftira, yalan, fitne, fesat almış yürümüş. 'Avrupa'nın en büyük adliyesini yaptık' diye övünebilecek kadar dibe vurulmuş. 3 dakikada bir duruşmaya bakılıyor, her yer avukat, savcı, hakim, adliye, karakol, polis, özel tim, jandarma, istihbarat elemanı dolu ama yine de memleket bu halde. Üstelik her dönem ceza evleri de tıka basa dolu. 

Gerçek bir İslam devleti olan Osmanlı ise, Filistin'i iki onbaşı ile idare edebiliyordu. Çünkü senin gibi alemin nizamını bozan münafıklara acımıyor, gereğini yapıyordu. Düzeni sağlıyordu. 

Sen ise Filistin'i, Suriye'yi, Arakan'ı diline doluyorsun. Dünya menfaat ve siyasetine bu dini, bu davayı, memleket davasını, mazlumları, acizleri, dökülen kanı, arşa varan ahı bile alet edebiliyorsun. Allah'ın lanet ettiği bir şeyi, dilinde sürekli 'Allah rızası' varken yapıyorsun. Kendin yoldan aşırı derecede sapmışsın, doğru/istikamette birilerini görünce, hayatını senin gibi binlerce tezat içinde yaşamayan içi dışı bir gerçek Müslümanları görünce, onları yoldan çıkmışlar gibi göstermeye kalkıyorsun. Alemin bu halde olmasının en büyük müsebbiplerinden biri sensin ama herkese kendini, bunu tersine çevirmek için gece gündüz çırpınan biri gibi gösterebiliyorsun. 

İşte hadis-i şerifte "Ahir zamanda mescidler/camiler, dış görünüşleri ile mamur, içleri hidayetten mahrum olacak. Bir camide bin kişi namaz kılacak da, içlerinden biri bile müslüman olmayacak'' buyruldu ya, bu hadisin kapsama alanında sen de varsın. Ve buraları okuduktan sonra bile, saniye süre için bile nefis muhasebesi yapmayacak, tuttuğun yoldan asla caymayacaksın. Hatta gelip küstahça yorumlar yapacaksın. Çünkü münafıksın, Filistinlilerin büyük çoğunluğu gibi...



 Dikkat!  Gerçek sahibinin CIA olduğu ispat edilmiş olan Facebook ve benzeri Amerikan menşeli sosyal ağlar bizi uzun yıllardır sansürlüyor. Bu yayını paylaşıp, söz konusu sosyal ağlar üzerinde yaymayı, duyurmayı başaramayacaksınız. Ayrıca bu sosyal ağlardaki sayfalarımıza takipçi olduğunuzda, paylaştıklarımızın çoğunu göremeyeceksiniz. Bu, son sekiz senedir bu şekilde. Bu nedenle bizi, Akademi Dergisi'ni ve Mehmet Fahri Sertkaya'yı, farklı konudaki yüzlerce sitelerimizin bütün yayınlarını Telegram kanalımızdan takip etmenizi tavsiye ederiz: www.t.me/AkademiDergisi 

(Takipçiler birbirinin isim ve telefon numaralarını bile göremez. Çok güvenli ve huzurlu bir ortamdır.)

16 Haziran 2017 Cuma

Erbakan doğru bir itikada sahip değildi. İtikadi olarak da nerede durduğu belli değildi | Mehmet Fahri Sertkaya

adnan oktar, akademi dergisi, cia, fıkıh, gizli yahudiler, humeyni, masonlar, Mehmet Fahri Sertkaya, müceddid, mürşid, namaz, necmettin erbakan, oruç, uğur dündar, sabetayistler,


➥ ''Erbakan boş adamın tekiydi. İmanını kurtardı ise ne ala... Kurtardı ise bile mezarında kan terliyordur. Küfrüne sebep olduğu, kendisinden önce ölen ve açtığı çığırdan gidip kendisinden sonra ölmekte olan belki de milyonlarca kişi, onun ümüğünü sıkıyorlardır"

dediğimizde bize hücum edenler, şu rezilliğini de İZLESİNLER!


Göz önündeki ispatlı gerçekleri anlatıp, Müslümanların, on milyonların, gelecek nesillerin dünya ve ahiret saadetini korumaya çalışmak, ona buna iftira atmak değildir. Millete, devlete, ümmete, Allah'ın dinine, insanlığa hizmettir.

Erbakan denilen lüzumsuz herifin saymakla bitmez rezilliği vardı. Hz. Peygamberin (s.a.v) namusuna bile sövmüş CIA casusu Humeyni'yi, ahir ömründe bile bu milletin evladına muteber biri gösterip onu rahmetle anması bile, bir Müslümanı anında titretip kendine getirir ve "Bu mu Müslüman? Bu mu dava adamı?'' dedirtir.

2011 yılında bile, elindeki Yahudi ve Mason Adnan Oktar'ın kitapları ile Sabetayist Yahudi Uğur Dündar'ın karşısında canlı yayına çıkıp o kitapları ısrarla bu millete muteber göstermesi bile, bir Müslümanı anında titretip kendine getirir. Ancak onun gibi İslamcılara tesir etmez. İslamcılık başka şeydir, Müslümanlık başka şey. Müslüman canını bile verir ama yine de itikadını bozacak, ahiretini yakacak, hele ki sayısız Müslümanın itikadını bozacak bir şeye bulaşmaz, aracılık dahi etmez.

Biz hayatı boyunca binlerce kere nifak alameti sergilemiş ve 'Bunu hakikaten iman sahibi olan, Allah'tan korkan biri yapamaz, söyleyemez' dedirten eylemleri ve söylemleri olan Erbakan'ın, gerçekten özü sözü bir Müslüman olduğuna hiçbir zaman inanmadık, inanmıyoruz. Hakaret kastımız yok, ortada bir vakıa var. Değerlendirmek ve kanaat belirtmek herkesin hakkı.

Şimdi gidin, onlarca yıl beraber tiyatro çevirdikleri sözde mürşidlere, sözde müceddidlere "Bu mu alim? Bu mu dava adamı? Bu mu ehl-i sünnet? Bu mu sakalsız evliya? Bu mu Müslüman? Bu mu emir'ül mü'minin?'' diye sorun. Bu da sizin hakkınız, sorun, kimse mani olamaz.

Namaz kılmamanın, oruç tutmamanın DÜNYADAKİ cezası ne imiş, açıp en temel kitaplarda/kaynaklarda bile bulabilirsiniz.

Bir muteber eserden kısa izah verelim:

Hanefî'lere göre: (ed-Durru'l-Muhtâr, I, 326, Merakil-Felah, 60)

Tembellik sebebiyle namazını kılmayan kişi fasık olup(Herkesin arasında utanmadan günah işleyen kişilerden sayılıp, gıybeti bile caiz olanlardan sayılıp, mahkemede şahitliği bile makbul olmayan kişilerden sayılıp), böyle bir kişi haps edilir ve namazlarını kılıp tevbe edinceye kadar vücudundan kan akacak şekilde dövülür/cezalandırılır. Ya tevbe edip namazını devamlı kılar yahut hapishanede ölür.

Ramazan orucunu tembellik sebebei ile terk eden kimsenin hükmü de bunun gibidir. Namaz ile orucun farz olduğunu inkâr etmedikçe yahut bunlardan birini hafife almadıkça (yani dinden çıkmadıkça, sadece fasık kaldıkça), meselâ, Ramazan'da herhangi bir özür olmaksızın oruç tutmamak gibi bir suç işlemedikçe öldürülmez (Yukarıda izah edildiği gibi cezalandırılır. İnkar ederek tutmayan dinden çıkar, o ise öldürülür).

Bunun dayandığı delil hz. Peygamber (s.a.v.)'in şu hadisidir:

➥ "Müslüman bir kimsenin kanı ancak üç şey sebebiyle helâl olur: Zina eden dul (Zina edenler bekarsa ölüm cezası verilmez), cana karşı can (kısas), dinini terk edip cemaatten ayrılan (dinden çıkan) kişi (yani mürted)." (Buhari ve Muslim)


**
En temel seviyede dinini öğrenen birinin bile, bunlardan haberdar olmaması ve Erbakan gibi saçmalaması mümkün değildir. Bunlar hep nifak alametidir. Erbakan'ın hayatı boyunca nerede durduğu belli değildir. Partisine adam gelsin de nereden gelirse gelsin diye en geniş şekilde, "Yahu bu kadarı ancak nifakla olur" dedirten şekilde rahat davranırdı. Şii, Vehhabi, Selefi, mezhepsiz, reformist, (burada kendisinin de yaptığı gibi) sadece Kur'an'ı delil sayan, sünneti inkar eden sapıklar, aklını mantığını naklin önüne koyanlar, Hz. Allah'a zaman ve mekan isnat edenler, ashabın en önde gelenlerine bile sövenler, Hz. Peygamberin (s.a.v.) namusuna bile iftira edenler, İslam hukuku nazarından bakılınca bile teröre varanlar ve bir de buna İslam'ın adını karıştıranlar ve cihad diyenler, ne mal ararsanız vardı teşkilatının içinde ve hiç rahatsızlık duymazdı. O an içinde bulunduğu ortam onu gerektirince çıkıp ehl-i sünnet müdafii gibi durmasını da, konuşmasını da çok iyi bilirdi. Şoförü anlatır, teşkilata adam toplamak için cami cemaatlerini hedef almış da, öğlen namazını tekrar tekrar çok sayıda camide kılmış, namaz kılan siyasetçi görüntüsü vermiş ve namazdan sonra çıkıp dışarıda merakla bekleşen cami cemaatine, dernekçilere, çayhane ehline nutuk atmış ama yatsı namazlarını kılmamış biri...


Zaten o hayatta iken bile teşkilatı laçka haldeydi, şimdi hepten İrancı olup çıktılar.

(Not: Videoyu başka bir yerden aldık. Üzerindeki yazı yanlış yazılmış. Tasfiye değil tavsiye diyor. Ayrıca namaz kılmayana dünyada ceza yok şeklindeki kasten aldatıcı, gerçık dışı sözleri haricinde, şu kısacık videodaki konuşmalarının diğer kısımlarına da en az birkaç saat sürecek izahat yapmak ve düzeltmek gerekiyor.)




Dikkat! Gerçek sahibinin CIA olduğu ispat edilmiş olan Facebook ve benzeri Amerikan menşeli sosyal ağlar bizi uzun yıllardır sansürlüyor. Bu yayını paylaşıp, söz konusu sosyal ağlar üzerinde yaymayı, duyurmayı başaramayacaksınız. Ayrıca bu sosyal ağlardaki sayfalarımıza takipçi olduğunuzda, paylaştıklarımızın çoğunu göremeyeceksiniz. Bu, son sekiz senedir bu şekilde. Bu nedenle bizi, Akademi Dergisi'ni ve Mehmet Fahri Sertkaya'yı, farklı konudaki yüzlerce sitelerimizin bütün yayınlarını Telegram kanalımızdan takip etmenizi tavsiye ederiz: www.t.me/AkademiDergisi

(Takipçiler birbirinin isim ve telefon numaralarını bile göremez. Çok güvenli ve huzurlu bir ortamdır.)

26 Mayıs 2017 Cuma

Suudi Arabistan'da logolar neden hep Masonik ve Siyonistçe? Sizce de tuhaf değil mi? | Mehmet Fahri Sertkaya

abd, akademi dergisi, büyük israil projesi, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), cia, ingiltere, islamcılık, masonlar, Mehmet Fahri Sertkaya, mossad, siyonistler, suudi arabistan,



SİZCE DE TUHAF DEĞİL Mİ?

Bu BOP'un yani Büyük İsrail Devleti projesinin en büyük hizmetkarlarından biri olan Suudi Amerika'da, logolar neden hep böyle?

Suudi Amerika devletinin İngiltere/ABD/İsrail'in emrinde olduğunu, buradaki petrolün asıl sahiplerinin Aramco üzerinden Siyonistler olduğunu, bu Siyonistlerin petrol gelirleri ile çok haltlar çevirdiklerini, bir de Müslümanları içeriden vurmak niyetiyle bu paralarla Rabıta isimli sözde İslami örgütü kurduklarını, dünyaya yaydıklarını, bu Rabıta üzerinden halkı Müslüman devletlerin nerede ise tamamında faaliyette bulunduklarını, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan)'nı, ülkemizdeki siyasal İslamcıları, imam hatipleri, ilahiyatları desteklediklerini, CIA ve MOSSAD'ın istediği ayarda İslamcı (Müslüman değil, İslamcı) kadrolar yetiştirdiklerini ve bu çarktan Erdoğan'ın, Erbakan'ın ve daha yüzlerce kişinin bilerek ya da bilmeyerek geçtiğini, geçmekte olduğunu...



İslamcılığı Siyonistlerin kurduğunu ve ümmetin başına bela ettiğini ve çok daha fazlasını,uzun zamandır anlatıyoruz, siz hiç denk geldiniz mi?



abd, akademi dergisi, büyük israil projesi, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), cia, ingiltere, islamcılık, masonlar, Mehmet Fahri Sertkaya, mossad, siyonistler, suudi arabistan,
























































































Dikkat! Gerçek sahibinin CIA olduğu ispat edilmiş olan Facebook ve benzeri Amerikan menşeli sosyal ağlar bizi uzun yıllardır sansürlüyor. Bu yayını paylaşıp, söz konusu sosyal ağlar üzerinde yaymayı, duyurmayı başaramayacaksınız. Ayrıca bu sosyal ağlardaki sayfalarımıza takipçi olduğunuzda, paylaştıklarımızın çoğunu göremeyeceksiniz. Bu, son sekiz senedir bu şekilde. Bu nedenle bizi, Akademi Dergisi'ni ve Mehmet Fahri Sertkaya'yı, farklı konudaki yüzlerce sitelerimizin bütün yayınlarını Telegram kanalımızdan takip etmenizi tavsiye ederiz: www.t.me/AkademiDergisi

(Takipçiler birbirinin isim ve telefon numaralarını bile göremez. Çok güvenli ve huzurlu bir ortamdır.)

Bu güne değin en çok tıklanılanlar